©tiebreakworld

Bildiklerini Unut

Bildiklerini Unut

Mutluluk nedir? “Bir topun peşinden koşmaktır.”

Sahi, topunun peşinden koşan bir köpeğin coşkusu değil mi bizim de yakalamaya çalıştığımız? Ya da küçücük bir kağıt parçasıyla oynarken keyiften kendinden geçen Sünger Bop gibi olmak istemez miyiz? İsteriz isteriz ama böylesine basit sebeplerden sevinç duymak için fazla büyüğüz, yapamayız.

Yapamayız çünkü bir amaç olmadan topun peşinden koşamayız, bir kağıt parçasıyla uzaya çıkamayacağımızı biliriz. Çünkü biz her şeyi biliriz. Biz mi? Biz dediğimiz de kim? Biz işte; bize öğretilen her şey, yani zihnimizin susmak nedir bilmeyen  alabalığı.

Zihin bizim için faydalı bir araç. Sorun, bu araç bizi yönetmeye başladığında orta çıkıyor. Zihnimizi  kontrol edemiyor, susturamıyor, her söylediğine inanıyor, hayatı onu gölgesinde deneyimliyoruz. Bir ağaç gördüğümüzde adı neydi diye düşünüyor, onun ihtişamını hissetmeden boş gözlerle bakıyoruz. Onun bir adı yok ki o sadece var, adını sorsanız cevap verebilir mi?

Kendimizi zihnimizle öylesine özdeşleştiriyoruz kibedenimizden ve içsel varlığımızdan bütünüyle uzaklaşıyoruz. Hiç unutmuyorum, bir öğrencime vücudunu hissetmesi için yönlendirme yaparken “hissetmek için düşünmene, gözünü açıp bedenine akmana gerek yok” dediğimde “ama düşünmeden nasıl hissedebilirim ki” diyerek isyan etmişti.  Sporcu açısından baktığımda zihin ve beden farkındalığının ne denli önemli olduğunu görüyorum. Özellikle rekabetçi sporcuların üzerindeki kazanma baskısı oyundan zevk alma şansını ortadan kaldırabildiği gibi zihin ve beden de için büyük bir meydan okuma oluşturabiliyor. Spor sağlıkla kol kola gider gibi gözükürken sporcularımız “gerçekten” ne kadar sağlıklı acaba?

Tokyo 2020 Olimpiyatlarından çekilen Simone
Biles şunları söylemişti: “Sergilediğim
performanstan sonra devam etmek istemedim.
Zihin sağlığıma odaklanmak zorundayım.
Bence sporda zihin sağlığı günümüzde çok
daha önemli. Zihinlerimizi ve bedenlerimizi
korumalıyız, dışarı çıkıp dünyanın bizden
istediği şeyi yapmamalıyız. Biz sadece sporcu
değiliz, günün sonunda insanız ve bazen
sadece geri adım atmanız gerekir." Biles'in
finalden çekilmesinden birkaç gün sonra, İngiliz
kriket oyuncusu Ben Stokes'un zihinsel
sağlığına öncelik vermek için spora süresi belli
olmayan bir ara verdiği açıklandı.

Sporcuyu topun peşinden koşan bir köpeğin coşkusunu hissetmekten alıkoyan ne? Cevabı hepimiz
biliyoruz. Toplumsal zihnin sporcunun zihni üzerinde oluşturduğu baskı. Bir süre sonra toplumun sesi
ve beklentileri sporcunun kendi sesi ve beklentileri haline geliyor ve hissedilen baskı dayanılmaz
oluyor. Evet, sporcu çok çalışmalı ancak belki de çalıştığından çok daha iyi dinlenebilmeli. Bedensel ve
zihinsel dinlenme sporcunun boynundaki altın madalya olmayı hak ediyor. Dergimizin sadık
okuyucuları sporcuların solunumları hakkında yazdığım yazıları hatırlayacaklardır; sağlıklı solunum
hacmindeki burun solunumu sporcunun zihin ve beden sağlığı için olmazsa olmazdır. Günlük
hayattaki yavaş, hafif, burundan ve diyaframdan yapılan solunum esastır. Sporcunun solunumu
sağlıklı olduğunda uykusu da sağlıklı olacaktır ve böylece uyku gerçek anlamda dinlenme
sağlayacaktır.

Sağlıklı solunum alışkanlığının edinilmesi ile birlikte küçük yaşam tarzı değişikleri de sporcuyu olumlu
yönde destekleyecektir. Antrenman ve müsabaka dışında geçen zamanlarda sosyal medyaya ayrılan
zamanın kısıtlanmasının zihin sağlığı için gerekli olduğunu düşünüyorum. Sosyal medyada
geçirdiğiniz zamana baktığınızda eminim azaltmanız gerektiğini göreceksiniz, onun yerine sizi
yaşama doğrudan bağlayan yolları keşfedin. Her gün bir hayvanı izlemek için zaman ayırın mesela;
kedi, köpek, kuş ya da bir karınca… Onların saf coşkusunun sizin içinizdekini de ortaya çıkardığını fark
edeceksiniz. Gökyüzüne sık sık bakmayı alışkanlık haline getirin, getirin ki sizin içinizdeki sonsuzluğu
fark etmenize yardımcı olsun.

İçsel bedeninizi hissetmek için günlük beş
on dakikalık zaman ayırmak nasıl fikir?

B i l d i k l e r i n i U n u t - F u n d a A ş k ı n o ğ l u

Sandalyeye dik ama gergin olmayacak bir pozisyonda oturun, ellerinizi bacaklarınızın üzerinde serbest bırakın, gözlerinizi kapatın ve bedeninizi içeriden hissetmeye niyet edin. Ellerinizi hissetmekle başlayabilir, daha sonra farkındalığınızı nazikçe tüm bedeninize yayabilirsiniz.

DİKKATİNİZ DAĞILIP DÜŞÜNCELER ARAYA 
GİRDİĞİNDE SİZ YENİDEN BEDENİNİZİN İÇİNDEKİ
YAŞAM ALANINI HİSSETMEYE GERİ DÖNÜN.

Gün içinde zihninize gelen düşüncelerin faydalı mı yoksa sadece gevezelik mi olduğunu ayırt etmek de iyi bir yaklaşım gibi görünüyor. Her gelen düşüncenin peşine takılıp gitmek yerine onun pratikte bir işinize yarayıp yaramadığına bakın. Tekrar eden, yargılayan, korkutan, pratik olarak hiçbir işinize yaramayan  düşüncelerin bu yönünü fark ettiğiniz an etkilerinin azaldığını ve giderek sizi daha az ziyaret ettiklerini göreceksiniz. İşte tüm bunları gören gerçek sizsiniz.

Ressam olmak isteyen bir genç, ustasına sormuş “Ustam nasıl iyi bir ressam olabilirim?” Usta okula gidip yedi yıl resim yapmayı öğrenmesi gerektiğini  söylemiş. Delikanlı söyleneni yapmış, yedi yıl sonra ustanın karşısına çıkıp resim yapmaya hazır olduğunu söylemiş. Usta “Hayır” demiş, “Şimdi git ve  önümüzdeki yedi yıl boyunca tüm bildiklerini unut.”

  • Nefes Deyip Geçmeyin Nefes Deyip Geçmeyin
  • Ağzınızı Kapatın, Solunum Organı Burundur !! Ağzınızı Kapatın, Solunum Organı Burundur !!
  • Oyunun İçinde Kalmak Oyunun İçinde Kalmak
  • Atletik Performansa Solunum Katkısı Atletik Performansa Solunum Katkısı
  • Stres ve Korku Çekilin Aradan! Stres ve Korku Çekilin Aradan!
  • Sağlıklı solunum modeli Sağlıklı solunum modeli
  • Nefes Farkındalığı Nefes Farkındalığı
  • Yürüyüşünüzü Meditasyon Haline Getirin Yürüyüşünüzü Meditasyon Haline Getirin
Top