©tiebreakworld

Melisa Figenli

Melisa Figenli kimdir diye başlayalım?

Melisa Figenli 19 yaşında, üniversite eğitimine Kanada da devam eden, yaklaşık 10 yıldır buz hokeyi oynayan ve ülkemizi son 3 yıldır dünya şampiyonalarında temsil eden milli sporcudur.

Milli formayı taşımak nasıl bir duygu?

Milli forma sayesinde hayatim boyunca hiç edinemeyeceğim kadar tecrübe edindim. Bir çok ülke görme şansım oldu, farklı milletten bir çok sporcu ile tanıştım. 10 yaşından beri kaç maça çıktığımı hatırlamıyorum bile fakat ay yıldız uzerinizde olunca her maç ilk maç gibi heyecanlı oluyor. O, bambaşka bir duygu, onur ve gurur. Bir de İstiklal Marşını okutuyorsanız, işte onun tarifi mümkün değil.

Buz pistindeki Melisayı üç kelime ileanlatmanı istesek?

Özgür, duygusal, hırslı.

Yurtdışında okuyorsun, buz hokeyi için mi gittin?

Hayatım boyunca aldığım kararların hiçbir zaman tek sebebi buz hokeyi olmadı. Ben akademik kariyerimle spor kariyerimi başarılı bir şekilde beraber götürmeyi hedefledim. Kanada, okumak istediğim bölüm ve sağladığı olanaklarla benim için iyi bir seçenekti. Kanada da hokey oynayabilir miyim diye kendime sorduğumda da, buz hokeyinin oranın milli sporu olduğunu bilmek beni oraya gitmeye daha çok teşvik etti. Bir bakıma şanslıydım da diyebiliriz.

Seni buz hokeyi oynamaya kim yönlendirdi? Bu konuda yetenekli olduğunu nasıl keşfettin?

Buz üzerindeki macerama buz hokeyi oynayarak başlamadım diyebiliriz. Hikayem ben 10 yaşındayken, alışveriş merkezinde kayan antrenörleri görmemle başladı. Kaymayı yeterince öğrendikten sonra, pistteki antrenörlerin beni yönlendirmesi üzerine, artistik buz patenine başladım. Aynı zamanda ikizim de buz hokeyi oynamaya başladı ve ben, kısa zaman içinde gerek takım sporu olması, gerek adrenalini yüksek olması nedeniyle, buz hokeyinin benim için daha uygun olacağına karar verdim. Bu spora başlarken yetenekli olduğum konusunda en ufak bir fikrim yoktu, tek düşündüğüm takım arkadaşlarımla birlikte yaptığım şeyden keyif almaktı. Zamanla elde ettiğim başarıları görünce var olanın üzerine koymaya karar verdim ve kendimi geliştirmeye adadım.

Sence Türkiye bu sporu benimser mi?

Buz Hokeyi, dünyanın en hızlı takım sporudur, oldukça da serttir. Çok hızlı, tempolu ve yüksek mücadele ve enerji gerektirir. Seyrederken bile yerinizde hop oturup hop kalkarsınız, inanılmaz heyecanlı, bir o kadar da zevklidir. Dünya üzerinde bu kadar eski olan ve milyonlarca fanatiği olan bu spor dalının Türkiye’de benimsenmemesi mümkün değil. Ama bunun için destek gerekiyor. Büyük spor kulüplerinin bu branşta takımları yok. Sadece özel, üniversite ve belediye takımları mevcut ve futbot ya da basketbola kıyasla sayıları çok daha az. İlaveten sponsor desteği de çok önemli çünkü kullanılan malzemeleri bulmak çok kolay değil ve fiyatları yüksek. Ama inanın, bu sporu yapmak isteyen herkese camianın içinde olanlar elinden gelen desteği veriyor. Ve tabi ki medyanın gücü. Ne kadar çok kişiye duyurulursa, o kadar farkındalık yaratılır.

Türkiye de çok eski bir tarihi yok bu sporun. Yurt dışında da bu böyle mi? Çok sporcu var mı?

Buz Hokeyi, yurtdışında birçok ülkenin ata sporlarından. Hem de sanılanın aksine sadece soğuk ülkelerde değil, sıcak iklimi olan bir çok ülkede de en iddialı sporlardan ve 100 yılı aşkın bir süredir oynanıyor. Türkiye de ise bu sporun Türk sporcular tarafından oynanmaya başlaması 80’lerin başına dayanıyor. İlk olimpik buz pisti ise 89’da Ankara’da açılıyor ve yıllar içerisinde buz hokeyi okullarının açılması, takımların oluşması ve dünya şampiyonalarına katılınmaya başlaması ile günümüze kadar geliyor. Türkiye’de, kadın ve erkek karışık yaklaşık 7,000 aktif lisanslı sporcu mevcut. Tabi ki hayat şartları gereği hepsi düzenli bu sporu yapamıyorlar. Eğitim, çalışma ya da özel sebepler kişilerin karşısına engel olarak çıkabiliyor çünkü bu spor maddi ve manevi anlamda çok özveri ve sabır gerektiriyor.

  • Çağla Çelik Çağla Çelik
  • Seda Demir Seda Demir
Top