©tiebreakworld

Nazlı Çağla Dönertaş

Nazlı Çağla Dönertaş

"BEN TEKNEMDE KENDİ BAŞIMA OLMAYI ÇOK SEVDİM. "

2004 yılında Marmaris Yelken Kulübü’ de başladınız yelken hayatınıza. Peki kim tarafından nasıl teşvik edildiniz bu spora? Yelken yapmak istediğinize nasıl emin oldunuz?

Yelken sporu ile okulumla beraber gittiğim bir gezide tanıştım. Aileme söyleyince onlar da destek oldu. Marmaris’in mükemmel bir doğası var, denize çıktığım an bambaşka bir dünyaya adım attım ve denediğim diğer sporlara hiç benzemediğini fark ettim. Birden fazla dinamiği olan, tamamen kendi başına kalıp mücadele ettiğin bir spor ve ben teknemde kendi başıma olmayı çok sevdim.

Çağla yelken dışında neler ile uğraşır?

Yeni mekanlar ve tatlar keşfetmeyi çok severim, nostaljik dükkanları gezmeyi severim, bol bol yürüyüş yapıp dolaşırım vearkadaşlarımla vakit geçiririm.

"FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ GİBİ BÜYÜK BİR KULÜPTE OLMASAYDIM BUGÜN SPORA DEVAM ETMEYEBİLİRDİM."

Ben küçük bir kulüpten geldim. Fenerbahçe Doğuş Yelken bambaşka bir dünya, daha sağlam altyapıları olan, daha performansa yönelik, disiplinli olmaya ve çalışmaya iten bir kulüp. Ayrıca amatör branşların desteklenmesinde büyük katkısı var. Fenerbahçe Spor Kulübü gibi büyük bir kulüpte olmasaydım bugün spora devam etmeyebilirdim.

‘’ Üç gün ara versem özlüyorum yelkeni. ‘’ demişsiniz bir röportajınızda. Yelken ve Çağla için ilk görüşte aşk diyebilir miyiz? İlk denize çıkışınızda neler hissettiniz?

Gerçekten öyle. Yelken yapmak, denizdeolmak, hedeflerime ve hayallerime ulaşmak için çalışmak ve bunları başarma arzusu çok güçlü ve tutkulu bir şey benim için.

Bir kadın olarak yelken yapmanın zor olduğunu düşünüyor musunuz? Erkeklere nazaran dezavantajlı olduğunuz durumlar var mı sizce?

Düşünmüyorum. Sporda herkesin eşit zorluklarla karşılaştığına inanıyorum.

Küçükken yelken dışında, bir de aslında voleybol sporunu tecrübe etmişsiniz. Bir süre de ikisini aynı anda devam ettirmişsiniz. Nasıl idare ediyordunuz? Voleybolu bırakıp sadece yelkene odaklanma kararını nasıl aldınız?

Küçükken birçok sporla ilgilendim. Spora karşı ayrı bir yeteneğim vardı. Voleyboldan önce basketbol oynadım, basketbolda çok daha iyiydim ama Marmaris’te basketbol takımlarının yetersizliği yüzünden belli bir süre sonra devam etme imkanım olmadı. Sonrasında yelken sporu ile tanışınca iki branşı birlikte idare ettim ve arkasından yelkeni daha çok sevmeye başlayınca basketbolu bıraktım. Voleybolu ise okul takımında lise bitene kadar oynadım.

2012 ve 2016 Olimpiyat Oyunları’nda ülkemizi temsil ettiniz. Buna ilave olarak ülkemize, branşınızda kadınlarda ilk Avrupa üçüncülüğünü tattırdınız. Geriye dönüp baktığınızda neler hissediyorsunuz?

Geriye dönüp baktığımda gençlerin önünü açmış olmaktan ve onlara bir yol haritası çizmiş olmak gurur verici. O yaşlarda benim önümde kimse yoktu, hedef koyabileceğim bir çıta yoktu ve her şeyden önemlisi bu yolun sonunda ne olacağını bilen de yoktu. O yüzden okulu tercih edip geleceğimi güvene almayı düşünebilirdim. Bu ayrım önemli bir ayrımdır. Ben ne olacağını bilmediğim halde yelkeni tercih ettim ve genç sporculara neler başarabileceklerini ve bu sayede neler kazanabileceklerini gösterip onları cesaretlendirme şansım oldu. Bu nedenle çok mutluyum.

Önemli yarışlar öncesi stresli zamanlarda duygularınızı nasıl kontrol ediyorsunuz? Yarış öncesi belirli totemler / ritüelleriniz var mı?

Yürüyüş ve hayal kurmak bana çok iyi geliyor.

Genç sporcuları daha çok sporun odağında tutmaya çalışan bir dergi olarak merak ediyoruz; sizin gibi genç yaşta spora başlamış biri yeni nesil yetişen sporculara ( özellikle yelkencilere ) neler söylemek ister?

Sporda profesyonelleşmeyi ve branşları için hedef koymalarını daha geç yaşlara bırakmaları gerektiğini düşünüyorum. Küçük yaşlarda sporu sevdikleri için yapsınlar, hırslarına yenilmesinler, iş gibi yapmasınlar ve keyif alıp mutlu olsunlar. Herkes olimpik sporcu olmak zorunda değil, zamanı geldiğinde (18 yaşından sonra) olimpik sporculuk hayatını gerçekten isteyip istemediklerine karar versinler. Onlar için getirileri-götürüleri nelerdir, kendilerinden tecrübeli ve o yolda yürümüş büyükleri ile konuşup ondan sonra karar versinler.

Sporun ve sporcunun her zaman enerjiye ihtiyacı var ! Tıpkı Dünyamız gibi ! Siz bir sporcu olarak günümüzdeki enerji sorunu ve yenilenebilir enerji hakkında neler düşünüyorsunuz?

Enerji sorununun dünyamız için büyük bir sorun olduğu doğru ve bu konuda insanlar kendisinin ve çevresindeki insanların sorumluluğunu alarak hareket etmesi gerekiyor. Bunda da küçük yaşlardan gelen eğitimin ve bilinçlenmenin büyük rol oynadığını düşünüyorum.

Yenilenebilir enerji konusunda ise ülkemiz çok verimli toprakları olduğu gibi aynı zamanda tüm doğa olaylarının yaşandığı, 4 mevsimin olduğu bir ülke. Bugün güneş enerjisini, rüzgarenerjisini verimli olarak kullanamıyorsak çok yazık çünkü ülkemizin bu alanlarda enerji üretebilmek için konum olarak büyük artısı olduğunu düşünüyorum. Umarım yenilenebilir enerjinin değeri Türkiye’de çok geç kalmadan daha çok anlaşılır ve devlet buna göre planlamalar yaparak, bu durumu her alanda desteklemeye başlar.

Denizde uzun saatler gerektiren disiplinli ve yoğun bir çalışma sisteminiz var.

Kendinizi nasıl motive ediyorsunuz?

Yaptığım her çalışmamda, antrenmanımda geçirdiğim uzun saatler disiplinli ve yoğun çalışmaların hedefime yaklaştırdığına inanarak motive oluyorum.

Sizce yelkenin ülkemizde gelişmesi için nasıl çalışmalar yapılmalı?

Ailelerin yönlendirilmesi önemli. Okullarla işbirliği yapılarak yelken sporu ailelere tanıtılabilir. Spor Bakanlığımız tarafından daha kapsamlı ve sistemli, uzun yıllar üzerinde durulması gereken çalışmalar olabilir.

 

 

 

 

 

 

  • Sezai Bora Kütük Sezai Bora Kütük
  • Oğuz Er Oğuz Er
  • Ecem Güzel Ecem Güzel
Top