Tuğçe Atıcı
Tuğçe Atıcı kimdir ve voleybola nasıl başladı? Siz mi seçtiniz voleybolu?
27 Mart 1989 Ankara doğumluyum. Voleybola başlamaya 10 yaşında çeşme sahilinde yabancı takımların beach volley müsabakalarını izlerken karar verdim. İlk olarak voleybola Ankara Emlak Bankası Spor kulübünde başladım. O zamanlar kilolu bir çocuk olduğum için voleybolu sadece kilo vermek için istedim sanırım. Ama kesinlikle ailemin bu seçimim üzerinde pek çok olumlu etkisi oldu. Gerek kaliteli ve temiz bir çevrede yetişmem, gerekse kötü alışkanlıklardan uzak durmam ve sağlıklı bir hayat sürmem adına.
Takım sporu yapmaktan memnun musunuz? Daha önce bireysel bir spor deneyimlediniz mi?
Açıkçası karakterim gereği bireysel bir spor yapsam çok daha başarılı bir sporcu olabilirdim diye düşünüyorum bazen. Okulda bir çok kez atletizm yüksek atlama branşı için öğretmenlerimden baskı gördüm ama direk voleybolla başladı benim spor hayatım. Çok hırslı,mücadeleci,pozitif,inatçı ve çalışkan bir yapım var. Ama maalesef bazen takım sporunda etkileşimde bulunduğunuz arkadaşlarınızdan olumsuz etkilendiğiniz durumlar olabiliyor.
Saha içerisinde size özel bir lakabınız var mı?
22 senelik voleybol kariyerim boyunca bir çok kez takım kaptanlığı yaptığım için genelde "Kapo" diyen çok oldu ve "TUÇ" olarak da bilinirim. Hatta bir sezon formamda adım "TUÇ" olarak yazılıydı.
Çok çalışmak büyük başarılar getirir mi sizce? Siz maçlara/turnuvalara nasıl hazırlanıyorsunuz?
Açıkçası çok çalışmak değil de kaliteli ve programlı çalışmaktır bence başarının anahtarı. Sezon içerisinde hem mental hem fiziksel olarak çok yorulduğumuz için çok çalışınca sürantrene olma durumu görülebilir sporcularda. Her konuda sporcuları diri tutmak da kesinlikle disiplin ve programlı çalışmakla mümkün.
Ben genelde oynayacağım maç ya da turnuva öncesi az da olsa kafamda saha içinde yapmam gerekenleri canlandırırım. Müzik dinleyip dans ederim.
Biraz geçmişten günümüze voleybol hayatınızdan bahsedebilir misiniz?
Voleybola 10 yaşında Ankara Emlak Bankası Spor kulübünde başladım. Sonra kulübün adı "TOKİ Spor kulübü" olarak değişti. 2 sene Toki Spor kulübü adı altında oynadıktan sonra İller Bankası Spor kulübüne transfer oldum. 15 yaşında Milli takım ve Süper lig, Avrupa liglerinde forma giymeye başladım. 12 Sene İller Bankası Spor kulübünde oynadıktan sonra 8 sene süper ligde takım kaptanlığını yaptım. Aynı anda Yıldız-Genç ve A2 milli takımlarımlarında oynadım. İller Bankası Spor kulübünden sonra da Konya Ereğli,Trabzon İdman Ocağı,Lokomotiv Bakü,Çanakkale Belediyesi Sk,Manisa Büyükşehir BLD,Sarıyer Belediyesi Sk,Samsun Büyükşehir BLD,Beylikdüzü Voleybol İhtisas,Astor Voleybol ve son olarak bu sene formasını giydiğim Adam Voleybol takımlarında yer aldım.
Sizce takım sporunda başarının anahtarı nedir?
Takım sporunda takım ruhunu yakalayabilmek, birlikte uyum içerisinde hareket edebilmek ve birbirini motivasyon anlamında yukarı çekebilmek beraberinde başarıyı getirir. Çok iyi oyunculara sahip olmanız demek başarılı olacağınız anlamına gelmez. O oyuncuları belirli bir sistem içerisinde disiplinli biçimde oynatabilmek de çok önemlidir.
Maç esnasında ya da öncesinde gerçekleştirdiğiniz ritüelleriniz/ totemleriniz var mı?
Maç öncesinde küçükken çok daha fazla vardı tabiki (aynı çorabı giymek,aynı şeyleri yemek gibi) ama yaş aldıkça geride kaldılar sanırım ama ağır bir 5 numara hastası olduğum için maç esnasında servis atmaya giderken 5 adım sayma, topu yere 5 kere sektirme, molalarda 5 yudum su içme ve 5.benchte oturmak gibi..
Bazı sezonlar da ülkemizi yurtdışında temsil ettiniz. Yurtdışı tecrübenizi nasıl değerlendirirsiniz? Size çok şey kattığını düşünüyor musunuz?
Evet benim en büyük hayallerimden biriydi yurt dışında oynamak. Kariyerime inanılmaz tecrübeler kattı. Dünya yıldızlarıyla bir arada oynadım ve çok keyifli kaliteli başarılı bir sezondu. Yabancı statüsünde oynadığım için biraz daha farklıydı şartlar Türkiye’ye nazaran. Kesinlikle idealist olan her sporcunun yaşaması gereken bir tecrübe olduğunu düşünüyorum.
