©tiebreakworld

Sezgi Salbaş

Sezgi Salbaş

1. Sezgi Salbaş kimdir?
19 yaşında, üniversiteye yeni başlayacak, heyecanlı ve genellikle neşeli, sporu hayatında önemli bir yere koyan birisidir.

2. Voleybola başlama hikayen nasıl? Neden bu sporu seçtin? Seni kim yönlendirdi?
İlkokulda, 7 yada 8 yaşındayken bize bir aktivite seçtirirlerdi. Benim birinci seçeneğim büyük farkla jimnastik. Akşam evde aileme bu fikrimi söylediğimde ise annem büyük bir ısrarla voleybolu önerdi. Hobi olarak takım sporu yapmanın beni çok geliştireceğine ve boş zamanlarımı iyi değerlendirmiş olacağıma inanıyordu. Galiba biraz annemi kırmak istemediğimden, biraz da voleybolcuları havalı bulduğumdan tercihlerimin ilkini voleybol olarak değiştirdim. Su ana kadar verdiğim en iyi kararlardan birisiydi. İlk günlerden öğretmenimize aşık olmuş ve voleybolu büyük bir tutkuyla öğrenmeye başlamıştım. Kısacası 13 yıl boyunca hayatımın büyük bir kısmını oluşturan spora annem sayesinde başladım ve bunun için çok minnettarım.

3. Hiç pişman olduğun, keşke başka bir spor yapıyor olsaydım dediğin bir anın oldu mu? Evet oldu. Voleybol bir takım sporu. Bu sporlarda hata yaptığımız zaman tüm takım bundan etkilenir ve senin yaptığın hatanın sonucunu hep beraber ödersiniz. Özellikle kötü oynadığım günler, çok sevdiğim takım arkadaşlarımın yüzündeki hayal kırıklığını görmeye asla dayanamaz ve bazen bireysel bir spor seçmiş olmayı dilerdim. Ama hayatımda neredeyse hiçbir şey beni voleybolun geliştirdiği kadar geliştirmedi bu nedenle de sonrasında dileğimi hemen geri alırdım. Takım sporu yapmak bana insanlarla iletişim kurabilmeyi ve grup çalışması yapmayı öğretti.

4. Asla unutmadığın bir maçın var mı?
2016 yılındaki Altınyurt yıldız takım ile yaptığımız Beşiktaş maçı. Maç öncesinde takım olarak ne yazık ki yenilgiyi önceden kabullenmiş, en azından hızlı biter bir an önce eve gider ders çalışırız diye düşünmeye başlamıştık bile. Çok rahat olduğumuzdan mıdır yoksa korkusuz bir şekilde kendimize güvenerek oynamamızdan mıdır bilinmez, ilk seti arada 7 sayılı bir farkla kazandık... Doğal olarak, eğer iyi oynarsak yenebileceğimiz bir takımla karşılaştığımızı anlamıştık. Tüm takım ve antrenörümüz Lena, ikinci sete büyük bir stres ve kazanma baskısı ile başladık ve bu da bizim büyük bir farkla seti kaybetmemize sebep oldu... Sonrası ise hayatımda görmediğim bir stres, heyecan ve mücadele ile geçti. Hayatımdaki en iyi oyunumu o maçta oynadığımı söyleyebilirim. Takım olarak inanılmaz bir uyum içinde mücadele etmiş, daha önce yapamadığımız varyasyonların hepsini denemiştik. Beşiktaşın taraftarları tribünlerde korkunç bir gürültü yapıyor ve bizim kendimizi olimpiyat finalinde gibi hissetmemize sebep oluyordu. Kaçan her servis sonrası takım arkadaşlarımın gözlerinde gerginlik yaşları, her sayıdan sonra mutluluk çığlıkları duyuluyordu. Maç 5. sete kadar uzadı ve sonunda 4 sayılık bir farkla biz kazandık. Hayatımda daha çok rahatladığım, mutlu olduğum ve takımımla gurur duyduğum bir anı hatırlamakta zorlanabilirim. Son sayıyı almamızla beraber tüm takımın ortaya koşması ve birbirine sarılması, çığlık atarak mutlulukla ağlaması bir olmuştu... Soyunma odasında herkes maçın önemli anlarını bağırarak tekrar ediyor, bizi izlemeye gelen ailelerimiz mutlulukla antrenörümüzü tebrik ediyordu. Şu ana kadar hayatımda kendimi en iyi hissettiğim anlardan birisiydi...

5. Seni en çok etkileyen, örnek aldığın bir voleybolcu var mı?
Naz Aydemir Akyol. Benim pozisyonumla uzaktan yakından alakası olmamasına rağmen kesinlikle idolüm diyebileceğim bir oyuncu. Saha içindeki enerjisi ve pozitif duruşu küçüklüğümden beri beni çok etkilemiştir. Benim için oyuncuların sahada nasıl bir oyun çıkardıkları kadar, saha içindeki tutumları da çok önemlidir. Naz Aydemir Akyol sahada takım arkadaşlarını yükseltmeyi bilen, oyuncuları çok iyi tanıyan ve kritik zamanlarda attığı mükemmel paslarla galibiyeti getiren bir oyuncu.

6. En sevdiğin salon hangisi diye sorsak ne dersin?
Biraz klasik olacak ama 50. Yıl Spor Salonu… 4 yıl boyunca maçlarımızın çoğunu bu salonda oynadık. Defalarca soyunma odasında ağladık, kantinde maç öncesi sosisli yedik, kazandığımız maçlardan sonra çığlık çığlığa koridorlarda koştuk. Su anda sadece görüntüsü veya sahanın kokusu bile aklıma yüzlere anının gelmesine ; müsabaka öncesindeki stres, heyecan, mutluluk duygularını hissetmeme neden oluyor.

7. Birlikte oynamaktan zevk aldığın takım/ takım arkadaşın? Neden?
Oynadığım senelerdeki tüm takım arkadaşlarımdan çok keyif almış olsam da büyük ihtimalle en keyif aldığım 2015-2016 senesindeki Altınyurt Yıldız ve Genç takımı olur. "Süper Final" de mücadele ettiğimiz için tüm "büyük" takımlar ve mükemmel oyuncularla karşılaşma fırsatı bulmuş, aynı zamanda kendi takımımız da en iyi senelerinden birini yaşamıştı. Hem yıldız takımda, hem de genç takımda herkes kendi arasında mükemmel bir uyum yakalamış, her maçta kazanmak için canla başla mücadele etmeye başlamıştık. Bu uyumu her zaman sahaya da yansıttık.

8. Sana voleybolu sevdiren, ölsem unutmam dediğin bir antrenörün var mı?
Tuğçe Yılmaz; kendime idol olarak aldığım, 7den 14üme kadarki okul antrenörum. Küçüklükten bana voleybol aşkınıi aşılamayı yaptığı komik yorumlarla, sahadaki disipliniyle başardı diyebilirim. Hepimizi tek tek tanıyarak bizi motive eden sözleri sayesinde her maçımız çok eğlenceli geçmiş, bize yenilgiyi olgunca karşılamayı; kazanınca ise rakibi bozmadan sevinmeyi öğretti.

9. Şu ana kadarki en eğlenceli deplasmanın hangisiydi?
6.sınıfta okulla yaptığımız Çanakkale deplasmanı. Çok motive olarak, çok sevdiğim ve iyi anlaştığım takım arkadaşlarımla beraber gitmiştik. Maçlarda bazen kazanmış, bazen kaybetmiştik ama hiçbir zaman takım ruhumuzu kaybetmemiştik. Yediğimiz yemekler, (özellikle tantuni), oynadığımız oyunlar, maç öncesi konuşmalarımız hiç unutamayacağım birer anı olarak aklıma kazındı.

10. Voleybolun kolay ve zor yönleri nelerdir? Bunları nasıl aştın?
Her sporun kolay ve zor yönleri vardır. Voleybolun benim için en zor yönü büyük ihtimalle iletişimin çok önemli olması. Saha içindeki uyum ve harmoni en önemli unsurlar bu nedenle en ufak bir uyumsuzluk maçın kaybedilmesiyle sonuçlanabiliyor. Aynı zamanda uzun süreli bir kondisyon gerektiriyor voleybol. Uzun süreli ralliler, kısa zamanlı ani enerji gerektiren sayılar oluyor ama asıl önemli olan 2-2:30 saat boyunca hiç yorulmadan aynı performansı gösterebilmekte. Benim için ilk setteki enerjimi stabil bir şekilde devam ettirmek neredeyse her zaman imkansızdı. Takım sporu olması işin içine hem zorluk, hem de kolaylık katıyor. Düştüğün zaman seni motive edebilen, motivasyonunu yeniden bulmanı sağlayan takım arkadaşlarının varlığı her zaman güven vermiştir bana.

  • Berfin Öztürk Berfin Öztürk
  • Deniz Özdemir Deniz Özdemir
  • Burakhan Tosun Burakhan Tosun
  • Çağla Akın Çağla Akın
  • Tuğçe Atıcı Tuğçe Atıcı
  • Muhammet Ertuğrul Muhammet Ertuğrul
  • Burcu Şentürk Burcu Şentürk
  • Doruk Daioglu Doruk Daioglu
  • Selçuk Keskin Selçuk Keskin
  • Merve Nezir Merve Nezir
  • Aslıhan Kılıç Aslıhan Kılıç
  • Ali Berke Sağır Ali Berke Sağır
  • Elif Uzun Elif Uzun
  • Abdullah Çam Abdullah Çam
  • Atakan Topal Atakan Topal
  • Cansu Ayyıldız Cansu Ayyıldız
Top