Merve Nezir
Voleybolun dışında kendimi akademik olarak
geliştirmek kendime koyduğum hedeflerden biri. Gazi Üniversitesi spor bilimleri fakültesi mezunuyum.
Aynı zamanda Bilgi Üniversitesi’ nde beslenme ve
diyetetik okuyorum. Bunlar dışında günlük hayatımda arkadaşlarımla ve ailemle vakit geçirmeyi, yeni
yerler keşfetmeyi seviyorum.
Geçmişten günümüze voleybol serüveninizden bizlere biraz bahsedebilir misiniz?
Voleybola başlangıç serüvenim aslında alışılmışın biraz dışında. Orta okul zamanlarımda beden eğitimi öğretmenim yönlendirmesi ve ailemin desteğiyle voleybol oynamaya yönlendirildim. Ama Türkiye’de bir sorun gibi gösterilen aslında asla öyle olmayan derslerim mi voleybol mu ayrımına ben de düştüm ve derslerimi seçtim. Daha sonra çok net hatırlıyorum 10.sınıftaydım ve dershaneye gidiyordum. Ders arasında yakın arkadaşlarımın olduğu bir takım fotoğrafı gördüm. Forma yarısı beyaz yarısı mor olan bir formaydı. Neden bilmiyorum ama formayı o kadar beğendim ki koşa koşa eve gidip anneme voleybol oynamak istediğimi söyledim. Dokuz Eylül spor kulübünde voleybolabaşladım. Daha sonra oradan Gelişim Koleji spor kulübüne transfer oldum. 2 sene hem okulunda okuyup hem de kulüpte oynadıktan sonra yine alışılmışın dışında bir durumla karşı karşıya kaldım. İzmir’de plaj voleybolu seçmeleri yapılıyordu ve ilk antrenörüm Rasime Kayışdikicibizi o seçmelere götürdü. Plaj voleyboluyla tanışmama sebep olan ilk antrenörüm Ahmet Tunçay tarafından yapılan seçmede plaj voleybolu kariyerim başladı. Başlarda hem salon voleybolu hem de plaj voleybolunu birlikte oynuyordum ama daha sonra sadece plaj voleybolcusu olma kararını verdim. Yaklaşık 3 sene sadece plaj voleybolu oynadım. Bunlar 16-19 yaşlarım arasında gerçekleştiği için voleybol tekniklerinin tamamını plajda öğrendim diyebilirim. Aslında çok geç başladığım voleybol hayatımın dezavantajını 3 sene sadece bireysel olarak çalışmayla kapattım diyebilirim. Çünkü 16-17 yaşlarınızda minik-yıldız-genç takımlarda tekniğiniz oturur ve tecrübe kazanmaya başlarsınız. Ben bu aşamalardan çok farklı geçtim. Daha sonra tekrar salon voleyboluna geçiş sürecim oldu. İki sezon Pursaklar spor kulübü, bir sezon Karayolları spor kulübü, bir sezon Nilüfer belediye spor kulübünde oynadıktan sonra şu an tekrar Karayolları Spor Kulübü’nde 5. salon voleybolu sezonumu oynuyorum.
Sultanlar Liginde Karayolları takımının formasını terletiyorsunuz. Takım içerisindeki uyumu nasıl buluyorsunuz?
Bir önceki soruda da söylediğim gibi takım olmak aile olmaktır. Takım içerisindeki uyumumuz çok iyi. Saha içinde de dışında da sürekli iletişimdeyiz. Bu durum bizim aramızdaki bağı çok güçlü tutuyor.
" Takım sporu yapmak ikinci bir aileye sahip olmak gibi. "
BU SEZONUN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN YERLİ OYUNCULARINDAN BİRİSİNİZ. ÖZELLİKLE 8. HAFTA DA PTT İLE OLAN MAÇINIZDA MÜTHİŞ DEFANSLARINIZLA ÖNE ÇIKARKEN İZLEDİK SİZİ. BU ÇEKİŞMELİ LİGİN DEVAMINDA TAKIMINIZ VE KENDİNİZ İÇİN BEKLENTİLERİNİZ/HEDEFLERİNİZ NELER?
Takım olarak öncelikli hedefimiz
ligde kalıp seneye kulübümüzün Sultanlar Liginde kalmasını sağlamak.
Kendi hedefim ise yapabileceğimin en iyisini yapıp, her maç her antrenman kendime bir şeyler katmak.
Plaj voleybolu da oynadınız. Peki parke mi plaj mı diye sorsak?
İkisini de oynamaktan çok keyif alıyorum. O yüzden seçim yapmak kolay değil ama salon voleybolunu tercih ederim. Plaj voleybolu keyifli olduğu kadar da zor. Bir çantada topunuzu, filenizi, eşyalarınızı taşıyıp tüm dünyayı dolaşıp sıcak, soğuk, uzak, yakın demeden her koşulda voleybol oynuyorsunuz. Takım sporu gibi gözüken ama aslında bireysel bir spor. Her ne kadar kariyer hedeflerim salon voleybolu yönünde de olsa plaj voleybolunun bana kattığı çok şey var ve her zaman oynamaya devam etmek istiyorum.
Voleybolun ülkemizdeki konumu hakkında neler düşünüyorsunuz? Siz yeterince takip edildiğini ve desteklendiğini düşünüyor musunuz?
Sporun/ Dünya'nın kaynağı enerji. Günümüzdeki enerji sorunuyla ilgili genç bir sporcu olarak neler düşünüyorsunuz?
Ülkemizde en başarılı spor dalının voleybol olduğu tartışılmaz bir gerçek. Ligimiz dünyanın en iyi liglerinden biri. Dünyanın en iyi oyuncularıyla karşılıklı oynama fırsatı bulabiliyoruz. Bunun yanında milli takımımızın başarısı her geçen gün daha da artıyor. Bu başarıyla orantılı olarak desteklerin de arttığını görüyoruz. Artık rastgele sorduğunuz 10 kişiden 9’u eminim milli takımımızın bir maçını izlemiştir, bir paylaşım yapmıştır ya da oyuncular hakkında bir bilgiye sahiptir. Bu desteğin daha da artacağını ümit ediyorum ve bir voleybolcu olarak milli takımımızın tüm başarılarıyla gurur duyup verdikleri emeğe inanılmaz saygı duyuyorum.
Genç bir sporcu olmanın ayrıcalıkları var mı sizce?
Genç bir sporcu olmanın en büyük avantajı bitmeyen bir enerjiye sahip olmak. Genç olduğum için voleybol oynamaya, sahada olmaya, antrenman yapmaya aç olarak nitelendirebilirim kendimi. Her gün yeni bir şeyler öğreniyoruz genç olduğumuz için bu da bitmek bilmeyen çok keyifli bir serüven haline geliyor.
Ciddi bir küresel iklim krizinde olduğumuz ve gittikçe de bu durumun kötüleştirdiğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Bundan dolayı bu durumun daha da kötü bir hal almasını engellemek adına bilinçli vatandaşlar olmamız gerekiyor. Biz Karayolları spor kulübü olarak bu durumun karşısında menajerimiz Seda Canlı’nın kulübümüze sağladığı farkındalık ile bu sezon antrenmanlarda plastik şişe kullanmadık ve bu sayede sezon başından bu zamana kadar ciddi bir pet şişe tüketiminin önüne geçtik. Aynı zamanda tüm kulüp olarak kullanmadığımız her türlü ışığı kapatmaya ve gereksiz su tüketimine ciddi önem gösteriyoruz.
