©tiebreakworld

AZADE APA TRİOLET

AZADE APA TRİOLET

''BİNİCİLİK HİKAYEM ÇOK KÜÇÜK YAŞTA HOBİ OLARAK BAŞLADI. ''

KENDİNİZDEN KISACA BAHSEDER MİSİNİZ? BİNİCİLİK DIŞINDA KİMDİR AZADE APA TRİOLET?

1987 yılında Ankara'da doğdum ve küçük yaşlarda İstanbul'a taşınıp burada büyüdüm. Avukatlığımın ve sporculuğumun dışında son dönemde biraz doğa tutkunu, biraz aktıvist olarak tanımlayabilirim kendimi. Özellikle doğa, hayvanlar ve kiz çocukları/kadın hakları konusunda elimden geleni yaparak, profesyonel hayatımdan boş kalan zamanı yararlı olabilecek şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Bu konuda saha çalışmalarına ve kendimi de geliştirmek için çeşitli seminerlere katılıyorum. Bunun haricinde şarkı söylemeyi çok seviyorum ama maalesef yeteneğim biraz göreceli, onu da şan dersleriyle bir noktaya getirebilmek için haftada bir veya iki saati kendime bu şekilde ayırıyorum.

HİÇ UNUTAMADIĞINIZ BİR YARIŞINIZ VAR MI?

Var tabii, 16-17'li yaşlarda ilk milli takım heyecanını Romanya'da Balkan Şampiyonası'nda At Terbiyesi dalında yaşadığım yarış ve son dönemde 2020 Ocak ayında Kuveyt'in en önemli müsabakaları olan Atyab Al Marshoud ve Émirs Cup müsabakalarında atlama da baraja kaldığım ve dereceye girdiğim yarislardir. Heyecanını ve sevincini hala hissettiğim 3 andır.

HEM ANTRENÖRLÜK, HEM AVUKATLIK HEM DE BİNİCİLİK YAPIYORSUNUZ. NELER HİSSEDİYORSUNUZ BU KONUDA? NASIL YÜRÜTÜYORSUNUZ?

Hayatımda bir denge oturarak yapmaya çalışıyorum. Bazı olaylara zaman zaman öncelik vermeniz gerekiyor. Mesela benim için çok önemli bir yarış var ise ona odaklanıp, avukatlık işlerimi askıya alıyorum ve antrenörlük yaptığım kişilere program çıkartıp biraz geride kalıyorum. Ama öğrencilerimden birinin çok önemli bir müsabakası var ise o zaman kendi ata binme zamanımı kısıtlıyor ve onu öncelikli hale getiriyorum.

Şuanda avukatlık benim için kesinlikle yarı zamanlı bir meslek hatta danışmanlık diyelim çünkü sporculuğumu hakkıyla sürdürebilmek için bundan biraz feragat etmem gerekiyor. Herseyi aynı anda, mükemmel bir şekilde yapmaya çalışmıyorum, böyle yapılabileceğini de düşünmüyorum. Güçler dengesi, sezon başında çıkardığımız programlara göre sürekli değişiyor. Bu da bana gündelik hayatımda planlı ve dengeli olmayı öğretiyor, çok çalışıyorum o bir gerçek. Bu konuda kendimi şanslı hissediyorum çünkü sporcu olmayı basarabildigimi ve bir standart oturttuğumu düşünüyorum.

BİNİCİLİK HİKAYENİZ NASIL BAŞLADI? NASIL DEVAM ETMESİNİ UMUYORSUNUZ?

Binicilik hikayem çok küçük yaşta hobi olarak başladı. Ailemde binicilik sporuna olan ilgi beni de bu yola bir şekilde soktu ama asla profesyonel olmayı düşünmedim. Hatta 2004 yilinda milli takımda son müsabakama katıldıktan sonra uzun bir süre ara verdim. Sporcu bilincim gelişmemişti fakat 2013'de geri dönünce bambaşka bir hayatla karşılaştım.

Artık hedeflerim çok yüksek ve gidebildiğin yere ve yaşa kadar gitmek istiyorum. Maalesef gerçek bir sporcu olabilmeyi diğer spor gruplarıyla kıyaslandığında daha geç anlayabildim ama bu konuda yaşı önüme engel koymayarak, istenince her zaman, fiziksel durumun el verdiği herseyin yapılabileceğini de kanıtlamak istiyorum.

BİNİCİLİK GERÇEKTEN ÖZEL BİR SPOR. ''

Binicilik gerçekten özel bir spor. Profesyonel olmasanız bile sadece hobi olarak bir ata yanaşmak, atla kurulan iletişim çok ayrı ve denenmesini tavsiye ettiğim bir duygu. Atların ruhları, fiziki görünümlerinden çok daha büyük. Bir atla takım olabilmek, o atın sizin için yapabileceği fedakarlığı ve size gösterdiği sevgiyi barındırıyor.

Musabik olduğum atlarla uyumu zaman içinde bir takım olma ölçüsünde yakalayabiliyorum, benim için biraz atı tanımam gerekiyor ve bu genelde birkaç aylık bir süre alıyor. Bu aşamadan sonra iki yakın takım arkadaşı oluyoruz ve tarifi mümkün olmayan bir uyum. Ancak bu işi aynı zamanda antrenör ve profesyonel binici olarak yaptığımda çoğu zaman bazı konularda zorluk çıkaran atlara, sahiplerine yardım etmek için biniyorum bu durumda fazla bir uyum yakalamadan daha teknik ve kısa vadeli bir çalışma yapmış oluyorum.

TÜRKİYE' DE BİNİCİLİK SPORUNUN HAK ETTİĞİ YERDE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ? DAHA FAZLA KONUŞULMASI VE TAKİP TÜRKİYE' DE GENEL OLARAK GENÇ SPORCULARIN KONUMU HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? EDİLMESİ TARAFTARI MISINIZ?

Benim gördüğüm kısım için yorum yapmak gerekirse, genç insanlar spora Düşünmüyorum açıkçası. Binicilik maddi olarak fazlaca yükü olan bir spor ve ülkemizde buna yatırım yapan kişiler/aileler var. Gönül ister ki binicilerimiz uluslararası arenalarda daha fazla tanınsın, yer alsın ama maalesef biraz sınırlı kalıyoruz ya da kırk yılda bir birileri temsil ediyor. Bizi başarıyla temsil eden herkesle gurur duyuyoruz ama keşke her sene, birçok binici, birçok müsabakada yer alsa ve kişisel başarılarınız değil ama Türkiye binicilik dalında başarılıdır diye bir imajimiz olsa.

Bunun başlaması için de öncelikle kendi ülkemizde daha fazla konuşulması, paylaşılması, spor olarak ilgi görüp, sporcu olarak saygı görüyor olmamız gerektiğini düşünüyorum. 

yöneldiği zaman toplumsal aliskanliklarimizdan dolayı sanki yan dal, haftasonu aktivitesi gibi algilanip o şekilde yonlendiriliyorlar. Halbuki gerçekten sporcu olmak çok zor birsey ve bir hayat biçimi. Yeterince meslek haline gelmediğini biraz görüyoruz, bazı sporlar dışında genel anlamda çoğu sporun getirisi veya yeterli geri dönüşü olmuyor. Sporculuk bir meslek aslında, hayatınızı buna adadiginiz için, tabi ki bunu bir iş olarak yapmak gerekiyor. Bu noktada ailelerin yeteri kadar sporcu yetiştirme bilinci olmadığını zaman zaman görüyoruz. Gençler için önce destek daha sonra kendilerini geliştirmeleri için yatırım daha sonra ise bunu bir hayat tarzı ve meslek haline getirebilmeye elverişli bir ortam gerekiyor. Bunun güzel örneklerinden biri hepimizi gururlandıran Mete Gazoz'un o seviyeye gelene kadar nelerle ilgilendiği, ailesinin gelişimi için ne kadar katkıda bulunduğu, maalesef bu çok yaygın bir bilinç değil henüz. Ama umuyorum ki gün geçtikçe bunu aşacağız.

 

  • Renk Aşık Renk Aşık
Top